Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

hiç bir gürültü

  • 1 nul

    1 hiç bir
    2 değersiz, sıfır ['sɯfɯɾ]

    C'est nul. — Bu sıfır.

    3 match nul maçta berabere kalmak
    4 être nul en -den çok kötü olmak

    Il est nul en histoire. — O tarihten hiçbir şey anlamıyor.

    Dictionnaire Français-Turc > nul

  • 2 nulle

    1 hiç bir
    2 değersiz, sıfır ['sɯfɯɾ]

    C'est nul. — Bu sıfır.

    3 match nul maçta berabere kalmak
    4 être nul en -den çok kötü olmak

    Il est nul en histoire. — O tarihten hiçbir şey anlamıyor.

    Dictionnaire Français-Turc > nulle

  • 3 шуметь

    gürültü yapmak; uğuldamak; gürüldemek; atışmak; gürültü koparmak
    * * *
    1) gürültü etmek / yapmak, patırtı yapmak; uğuldamak; gürüldemek (о потоке, ручье и т. п.); sakırdamak ( о дожде)

    шуми́т лес — orman uğulduyor

    шуме́ли со́сны — çamlar uğulduyordu

    скажи́ ребя́там / де́тям, что́бы не шуме́ли — çocuklara söyle, patırtı yapmasınlar

    2) разг. ( ссориться) ağız kavgası etmek, atışmak

    сто́ит ли шуме́ть из-за пустяка́? — bir hiç yüzünden yaygara etmeye değer mi?

    3) разг. gürültü koparmak

    об э́той но́вости шуме́ли це́лую неде́лю — bu havadisle ilgili gürültü tam bir hafta sürmüştü

    ••

    у меня́ шуме́ло в уша́х — kulaklarım uğulduyordu

    Русско-турецкий словарь > шуметь

  • 4 шум

    м
    1) gürültü; ses

    шум дождя́ — yağmurun sesi / şakırtısı

    шум мото́ра — motorun gürültüsü

    он не спал из-за шу́ма — gürültüden uyuyamadı

    2) разг. (крик, ссора) gürültü, patırtı

    подня́ть шум — gürültü patırtı çıkarmak

    подня́ть шум из-за пустяка́ — bir hiç yüzünden yaygarayı basmak

    подня́лся стра́шный шум — kızılca kıyamet koptu

    у сосе́дей опя́ть шум, дра́ка — komşular yine ağız yumruk kavgası ediyor

    3) перен. gürültü

    шум вокру́г но́вой пье́сы — yeni oyun / piyes etrafında koparılan gürültü

    ••

    шум в уша́х — kulak uğultusu

    Русско-турецкий словарь > шум

  • 5 что

    I мест. - чего́, чему́, чем, о чём
    1) вопр. ne

    что с тобо́й? — neyin / nen var?

    что у вас с рука́ми? — ellerinizin hali ne?

    что с ним происхо́дит? — ne oluyor ona?

    в чём де́ло? — ne var? ne oldu?

    что тут смешно́го? — bunda gülünecek ne var?

    в чём причи́на неуда́чи? — başarısızlığın nedeni nedir?

    что тебе́ (в нём / в ней) понра́вилось? — nesini beğendin?

    в чём его́ обвини́ли? — ne yapmakla suçlandı?

    за что его́ уво́лили? — neden dolayı azledildi?

    2) относ. şu

    сде́лайте вот что:... — şunu yapın:...

    вот что я тебе́ скажу́:... — sana diyeceğim şu:...

    что ни де́лай, на него́ не угоди́шь — her ne yapsan ona yaranamazsın

    что ни говори́,... — sen ne dersen de,...

    3) → сказ. nasıl

    что больно́й? — hasta nasıl?

    что пого́да? - По́ртится — hava nasıl? - Bozuyor

    4) вопр., нареч. ( почему) ne, neye, niye, niçin

    что / чего́ ты торо́пишься? — ne acele ediyorsun?

    чего́ ты ждёшь / ме́длишь? — ne duruyorsun?

    а чего́ его́ ждать? — ne var onu bekleyecek?

    и чего́ я его́ не послу́шал? — ne dedim de onu dinlemedim?

    что ж ты тогда́ не сообщи́л? — öyle de niye haber vermedin?

    что он так кричи́т? — neden böyle bağırıyor?

    чего́ ты ле́зешь / вме́шиваешься? — sen ne karışıyorsun?

    спроси́, чего́ она́ пла́чет? — neye ağlıyor, bir sor

    5) вопр., относ., разг. ( сколько) ne, kaç

    во что э́то обойдётся? — kaça çıkar (bu)?

    что возьмёшь за па́ру? — çiftine ne istiyorsun?

    что сто́ят все его́ обеща́ния?! — vaitlerinin tümü kaç para eder ki?!

    что бы́ло сил — olanca / var gücü ile

    что то́лку / про́ку? — neye yarar?

    6) относ. ( который)...daki

    дом, что стои́т на углу́ — köşe başındaki ev / apartman

    7) неопр., разг. ( что-нибудь) bir şey

    чуть что - сра́зу сообщи́ — bir şey olursa derhal haber ver

    е́сли что зна́ешь - говори́ — bir bildiğin varsa söyle

    чего́ там то́лько нет! — orada neler yok neler! orada yok yok!

    чего́ он то́лько не наговори́л! — söylemedik lakırdı bırakmadı

    чего́ они́ то́лько не де́лали ра́ди э́того! — bunun için neler yapmazlardı ki!

    что наро́ду-то на пло́щади! — meydan mahşer gibi! meydan kalabalık mı kalabalık!

    9) относ. ne

    расска́зывай то, что ви́дел — ne gördüysen onu anlat

    всё то, что сде́лано... — yapılanların tümü...

    всё то, что им напи́сано... — onun yazdıklarının tümü...

    пе́рвое, что прихо́дит на ум,... — ilk akla gelen,...

    пе́рвое, что броса́ется в глаза́,... — ilk göze çarpan şey...

    он сде́лал всё, что мог — yapabileceğini yaptı, elinden ne geldiyse yaptı

    здесь есть всё, что ну́жно — ne lazımsa burada hepsi var

    он трудолюби́в, чего́ нельзя́ сказа́ть о его́ бра́те — kendisi çalışkandır, kardeşi için ise aynı şey söylenemez

    бери́ что хо́чешь — istediğini al, ne istiyorsan onu al

    с ним произошло́ то, чего́ он бо́льше всего́ опаса́лся — en çok korktuğu başına geldi

    э́то все, что я могу́ сказа́ть — söyleyeceklerim bundan ibaret

    и что са́мое ва́жное,... — en önemlisi de,...

    и что ещё ху́же,... — daha da kötüsü,...

    10) вопр. ( при переспросе) efendim?

    что ты?, что вы? — efendim?

    ••

    э́то ты писа́л? - Да, а что? — sen mi yazdın bunları? - Evet, ne olmuş?

    а что, ра́зве непра́вильно? — ne olmuş, yanlış mı?

    на что тебе́ э́ти де́ньги? — ne yapacaksın bu parayı?

    а адвока́т-то на что? — avukat ne güne duruyor?

    уж на что он терпели́в, и то не вы́держал — her ne kadar sabırlıysa da dayanamadı

    остава́ться здесь не́ к чему — burada kalmakta bir mana yok, burada kalmaya gerek yok

    ни за что не прощу́! — asla affetmeyeceğim!

    ни за что на све́те — dünyada

    поги́бнуть ни за́ что ни про́ что — güme gitmek

    э́то совсе́м ни к чему́ — buna hiç gerek yok

    верну́ться ни с чем — eli boş dönmek

    при чём тут маши́на? — arabanın bununla ne ilgisi var?

    что поде́лаешь / де́лать,... — ne yaparsın,...

    что э́то за стано́к? — bu ne tezgahı?

    что э́то за стано́к? — bu ne biçim tezgah (böyle)?

    ну что ты за челове́к?! — sen ne adamsın be!

    ты до́ктор, что ли? — sen doktor musun, nesin?

    да что ты?! что ты говори́шь?! — yok canım? deme!

    пойти́ (мне) в кино́, что ли? — sinemaya mı gitsem (ne etsem?)

    с чего́ бы э́то? — sebebi ne ola ki?

    II союз
    1) ki

    я хочу́ сказа́ть, что... — şunu söylemek isterim ki,...

    изве́стие о том, что он прие́хал — (onun) geldiği haberi

    ду́маю, что он вернётся — döner sanırım

    я так уста́л, что... — o kadar yoruldum ki,...

    река́ така́я широ́кая, что... — nehir o kadar geniştir ki,...

    тот факт / то обстоя́тельство, что рабо́та завершена... — işin tamamlanmış olması...

    2) ki

    что ни день, то дождь — gün geçmez ki yağmur yağmasın

    что ни уви́дит, про́сит — her ne görse ister

    у него́ что ни удар, то ве́рный гол — bir şut çekti mi sağlam gol

    3) уст. ( словно) gibi

    лёгкий, что пёрышко — tüy gibi hafif

    4) (ли... ли) ha... ha...;... olsun,... olsun

    что так, что э́так- всё равно́ — ha öyle ha böyle, ikisi de bir

    что до́ма, что на рабо́те... — evde olsun, işte olsun...

    Русско-турецкий словарь > что

  • 6 بغتة

    بَغْتَة
    1. cartadak
    Anlamı: birdenbire ve gürültü ile, cartadan
    2. zıp
    Anlamı: zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketini veya çıkardığı sesi anlatı
    3. pattadak
    Anlamı: aniden
    4. birdenbire
    Anlamı: aniden
    5. birden
    Anlamı: aniden
    6. aniden
    Anlamı: ansızın, birdenbire
    7. lârp
    8. pattadan
    Anlamı: aniden
    9. yekten
    Anlamı: birden
    10. apansız
    Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın
    11. gümbedek
    Anlamı: beklenmedik bir zamanda, birdenbire
    12. takkadak
    Anlamı: aniden
    13. zıppadak
    Anlamı: beklenilmeyen, uygun olmayan bir sırada
    14. şırakkadak
    15. şappadak
    Anlamı: ansızın
    16. şıppadak
    17. ansızın
    Anlamı: birdenbire, anî olarak, anîden

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > بغتة

  • 7 فجأة

    فَجْأَة
    1. birden
    Anlamı: aniden
    2. zıp
    Anlamı: zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketini veya çıkardığı sesi anlatı
    3. lârp
    4. aniden
    Anlamı: ansızın, birdenbire
    5. birdenbire
    Anlamı: aniden
    6. pattadan
    Anlamı: aniden
    7. cartadak
    Anlamı: birdenbire ve gürültü ile, cartadan
    8. pattadak
    Anlamı: aniden
    9. apansız
    Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın
    10. şappadak
    Anlamı: ansızın
    11. şıppadak
    12. zıppadak
    Anlamı: beklenilmeyen, uygun olmayan bir sırada
    13. yekten
    Anlamı: birden
    14. şırakkadak
    15. gümbedek
    Anlamı: beklenmedik bir zamanda, birdenbire
    16. takkadak
    Anlamı: aniden
    17. ansızın
    Anlamı: birdenbire, anî olarak, anîden

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > فجأة

  • 8 فجاءة

    فُجَاءَة
    1. birden
    Anlamı: aniden
    2. cartadak
    Anlamı: birdenbire ve gürültü ile, cartadan
    3. zıp
    Anlamı: zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketini veya çıkardığı sesi anlatı
    4. lârp
    5. aniden
    Anlamı: ansızın, birdenbire
    6. birdenbire
    Anlamı: aniden
    7. pattadak
    Anlamı: aniden
    8. pattadan
    Anlamı: aniden
    9. takkadak
    Anlamı: aniden
    10. şappadak
    Anlamı: ansızın
    11. gümbedek
    Anlamı: beklenmedik bir zamanda, birdenbire
    12. zıppadak
    Anlamı: beklenilmeyen, uygun olmayan bir sırada
    13. apansız
    Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın
    14. şıppadak
    15. şırakkadak
    16. ansızın
    Anlamı: birdenbire, anî olarak, anîden

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > فجاءة

  • 9 فلتة

    فَلْتَة
    1. zıp
    Anlamı: zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketini veya çıkardığı sesi anlatı
    2. aniden
    Anlamı: ansızın, birdenbire
    3. pattadan
    Anlamı: aniden
    4. pattadak
    Anlamı: aniden
    5. cartadak
    Anlamı: birdenbire ve gürültü ile, cartadan
    6. birdenbire
    Anlamı: aniden
    7. birden
    Anlamı: aniden
    8. lârp
    9. galat
    10. gaf
    Anlamı: yersiz, beceriksiz söz veya davranış, pot
    11. apansız
    Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın
    12. şırakkadak
    13. gümbedek
    Anlamı: beklenmedik bir zamanda, birdenbire
    14. şıppadak
    15. zıppadak
    Anlamı: beklenilmeyen, uygun olmayan bir sırada
    16. takkadak
    Anlamı: aniden
    17. şappadak
    Anlamı: ansızın
    18. ansızın
    Anlamı: birdenbire, anî olarak, anîden

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > فلتة

  • 10 مباغتة

    مُبَاغَتَة
    1. zıp
    Anlamı: zıplayan veya birdenbire fırlayan bir şeyin hareketini veya çıkardığı sesi anlatı
    2. aniden
    Anlamı: ansızın, birdenbire
    3. birdenbire
    Anlamı: aniden
    4. pattadan
    Anlamı: aniden
    5. pattadak
    Anlamı: aniden
    6. lârp
    7. cartadak
    Anlamı: birdenbire ve gürültü ile, cartadan
    8. birden
    Anlamı: aniden
    9. şappadak
    Anlamı: ansızın
    10. gümbedek
    Anlamı: beklenmedik bir zamanda, birdenbire
    11. şırakkadak
    12. apansız
    Anlamı: hiç beklenmedik sırada, pek ansızın, apansızın
    13. zıppadak
    Anlamı: beklenilmeyen, uygun olmayan bir sırada
    14. takkadak
    Anlamı: aniden
    15. şıppadak
    16. ansızın
    Anlamı: birdenbire, anî olarak, anîden

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > مباغتة

См. также в других словарях:

  • qan — is. 1. Orqanizmin damarlarında dövr edib, onun bütün hüceyrələrinin qidalanmasını və maddələrin mübadiləsini təmin edən qırmızı maye. Sadıq kişi əllərinin qanını arxda yuyub üz qoydu həyətdən çıxmağa. C. M.. . . Çox qan itirməsinə baxmayaraq,… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»